"İlham Perilerim" olan kedilerimin hikayeleri ve ilham verdikleri resimler
"KüçükGri". Eve gelen misafirler "KüçükGriiii" diye seslendiğimde koşarak gelen ayıcık karşısında genellikle aynı tepkiyi gösterirlerdi " Aman bunun neresi küçük?" Onu bahçede buldup getirdiğimde evin en küçük ve tek kedisi olduğu için ismi böyle kaldı. İsmini çok iyi bilir, evin en akıllı kedisidir, buzdolabı kapısı açmakta ustadır (onun yüzünden çocuk kilidi takmak zorunda kalmıştım buzdolabına), konuşarak derdini anlatır (artık ben mi onun dilinden anlıyorum, yoksa o mu telepati işini çözdü bilemiyorum), derdini anlatıp istediğini yaptırana kadar önümde dikilip ısrarla miyavlar o şahane kart sesiyle...
"Benek". Aman Allahım, ben bu kadar yaramaz, böyle hiperaktif bir kedi daha görmedim (taa ki 10 numara "Yoda" ailemize katılana kadar). Minicik süt bebeciği iken bir komşum boş bir kolinin içinde bulmuş, ben bulup bakayım diye benim balkonumun altına bırakmış. Biberonla besleyip büyüttüm Benek'imi. Avuçiçi kadar kadar haliyle paçalarımdan tırmanıp omzuma çıkar otururdu.
Bir resmime "Benek'e rağmen" adını verdim. Büyük bir resimdi, yere dayayıp çalışıyordum. Ben fırça salladıkça Benek de tuvalin arkasından pati darbeleriyle fırçaya eşlik ediyordu. O resim Benek'e rağmen nasıl bitti, hayret ettim.
"Safinaz".Nazlı prensesim. "Shiva"mın kızı. Annesinin uzun tüylerini ve güzel yüzünü, muhtemelen mahallenin bıçkın delikanlı tekirlerinden biri olan baba tarafından renklerini ve çekingenliğini almış.
"Süt" bebeğim. "Shiva"mın kızı.
Başına gelmedik kalmadı: 3 Aylıktı, Ankara sergime gitmek üzere resimleri arabaya taşırken bu ve kardeşleri kapıdan çıkıp apartmanın içini keşfetmeye karar vermişler... "Havuç" ve "Sahlep" bulundu, bu kayıp! Uçak kaçacak, gitmek zorundayım, onu bulmak üzere gönüllü dostlara güvenip gittim Ankara'ya. Arayıp soruyorum, bulduk diye yalan söylemişler benim aklım burada kalmasın diye... Döndüm, aramadık yer, sormadık komşu bırakmadım, herkes " gördük bir beyaz kedi, yakalamaya çalıştık ama çok korkaktı, kaçtı" diyor, delirecem! Tam 2 ay sonra, kötü bir tesadüf, onun gibi bembeyaz olan abisi Sahlep dönmedi bu sefer bahçeden, tüm bahçeyi aradım, yok, son çare çöp deposunda seslendim "Sahlep!" diye, bi "miyuv" geldi, ama yok bu Sahlep'in sesi değil, bu Süt olabilir mi diye bir girdim ki çöplerin arasına: gerçekten de bu! Yara bere pire içinde! Ensesinden kaptığım gibi kazağımın içine soktuğum gibi önce eve, sonra veterinere... Sonuç: 3 Aylık minicik ev bebeği 2 ay boyunca sokakta yaşayınca, evin en korkak en çekingen kedisi oldu Süt bebeğim.